Yedinci Hutbe

اندرز

*

يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَائكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُّبِينًا

وَقَالَ رَسُولُ صلَّى الله عَلَيهِ وَسَلَّم

انَّ الّذي ليس في جوفه شئٌ من القُرأنِ كا البيت الخَرِبِ

Şerefli Müminler!

Yüce Allahımız’ın emriyle “OLUŞ”dan “ÖLÜŞ ve DİRİLİŞ”e doğru hızla akan insanlık, kurtuluş için tek çare olan şerefli kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’e sarılmaya mecburdur. Çünkü, son elçi Allah Resûlü ﷺ’in mucize asası olan Kur’ân; insanlığı kurtarmak için, terbiye etmek için, dünya ve âhirette huzura kavuşturmak için gönderilmiştir.

Kur’ân Allah kelâmıdır. Kur’ân kanun-u ilâhîdir. Kur’ân açık bir delildir. Kur’ân nasihattır. Kur’ân nurdur. Kur’ân, “Müminler için şifa ve rahmettir” (Isra, 82). Kur’ân, gönülleri vesvese, şüphe, kin, nefret, hased, ayrılık ve iftira çukuruna düşmekten koruyan “Habl-u Allah” yani “Allah’ın ipi”dir (Âl-i İmran, 103) bu bakimdan:

İnsanlık, Kur’ân’ın Rahmanî şifasına muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın Rabbanî hidayetine muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın temizleyici rahmetine muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın kurtarıcı sevgisine muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın mukaddes nuruna muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın şerefli terbiyesine muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın dosdoğru yoluna muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın toplayıcı sancağına muhtaçtır.

İnsanlık, Kur’ân’ın “Hakkı” “batıl”dan ayıran kelâmına muhtaçtır.

Bunun içindir ki, Yüce Allahımız Kur’an-ı Kerîm’de, yine Kur’ân için şöyle buyururlar:

“Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerde olan (dert)lere bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir”. (Yunus, 57).

“Ey insanlar, size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. Size apaçık bir nur indirdik”. (Nisa, 174).

“Gerçekten O (Kur’ân) hak ile (batılı ayırt eden) katî bir kelâmdır”. (Tarik, 13).

Muhterem Müminler!

Yüce Mevlâmız’ın “Doğrusu O, çok şerefli bir Kur’ân’dır” (Buruc, 21) buyurduğu şerefli kitabımız Kur’ân-ı Kerîm; insanlığın kurtuluşu için, saadeti için, dünya ve âhirette mutluluğu için tek çaredir. Çünkü, insanlığı, gerçek saadete, gerçek hürriyete, gerçek doğruya, gerçek ahlâk ve fazîlete götürecek tek kitap Kur’ân’dır.

Kur’ân’a inanmayan insan, felek kubbesinin altında huzurla ayakta duramayacaktır.

Kur’ân’ı yaşamayan insan, azgın nefis zincirlerini kıramayacaktır.

Kur’ân’ı tanımayan insan, Allah’ın “Has” kulu olma lezzetini tadamayacaktır.

Kur’ân’a dönmeyen insan, maddeten ve manen çürüyecektir.

Kur’ân’a yönelmeyen insan, beynindeki kahredici fırtınayı durduramayacaktır.

Kur’ân’a koşmayan insan, allanıp pullanıp çağın küfür mikrobunu almaya devam edecektir.

Kur’ân’ı aramayan insan, rahmet ve şifayı bulamayacaktır.

Kur’ân’ı bulmayan insan, fitne, fesat, ızdırap ve felâketten yakasını sıyıramayacaktır.

Aziz Müminler!

Şanlı önderimiz Allah Resûlü ﷺ hadîs-i şerîflerinde şöyle buyururlar:

“Kalbinde Kur’ân’dan hiçbir âyet bulunmayan kimse, harab (olmuş) ev gibidir.

“Allah-u Azîmüşşan bu Kur’ân’la amel eden kavimleri yükseltir ve O’nun izinden gitmeyenleri de alçaltır”.

Başka bir hadîs-i şerîflerinde ise, Sevgili Peygamberimiz ﷺ:

Kur’ân oku ve yuksel” buyururlar.

Görülüyor ki, harab olmayı önlemenin tek reçetesi Kur’ân’dır. Yükselmenin, ilerlemenin tek çaresi Kur’ân’dır. Bütün dertlerin tek şifası Kur’ân’dır. Bütün huzursuzlukların tek devası Kur’ân’dır.

Kur’ân ile yaşamış, Kur’ân ile izzet ve şeref kazanmış, Kur’ân ile yükselmiş, Kur’ân ile medeniyyetler kurmuş, Kur’ân ile cihana örnek olmuş, Kur’ân ile dünyaya adalet dağıtmış, müslüman bir milletin torunları; bugün bir çözülme, bir bunalım içine düşmüşse, bunun sebebi tek ifade ile “Kur’ân’dan uzaklaşmak”tır.

O halde Müminler!

Aydınlanmak için gönül pencerelerimizi Kur’ân’a açalım. Huzura kavuşmak için Kur’ân’I yaşayalım. Evlâdımızla barışmak için Kur’ân sofrasına oturalım. Madde ve mânâ plânımızı Kur’ân kalemiyle çizelim. Fikir binamızı Kur’ân temeli üzerine kuralım. Cemiyetimizi sarmış bulunan yalan, hile, riya, fitne, ayrılık, bencillik, hırs, kin, kötülük duygularımızı Kur’ân pınarıyla temizleyelim.

Kesinlikle bilelim ki; takvimler yaprak yaprak, gözler alev alev, gönüller dalga dalga, saatler tıkır tıkır mukaddes bir “şafak”ın, kurtarıcı bir ışığın, Kur’ân ışığının müjdesini vermektedir. Kur’ân sabahı mutlak yeniden doğacaktır! Şafak sökmüştür!

Lasă un răspuns

Te rog autentifică-te folosind una dintre aceste metode pentru a publica un comentariu:

Logo WordPress.com

Comentezi folosind contul tău WordPress.com. Dezautentificare /  Schimbă )

Fotografie Facebook

Comentezi folosind contul tău Facebook. Dezautentificare /  Schimbă )

Conectare la %s