بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
فَبِمَا رَحْمَةٍ مِّنَ اللَّهِ لِنتَ لَهُمْ ۖ وَلَوْ كُنتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لَانفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ ۖ فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ ۖ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ
(Ali İmran, 159)
Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Arapça bir kelime olan ve herhangi bir şeyin en büyük kısmı, bir topluluğun çoğunluğu anlamına gelen -Cumhur- kelimesinden türetilen -Cumhuriyet- kelimesi yönetimde çoğulculuk veya çoğunluğun yönetimde söz sahibi olması anlamına gelir.
Milletimizin cumhuriyete geçişi, birtakım olayların yaşanması sonucu duyulan ihtiyaçtan olmuştur.
Değerli Müminler!
Cumhuriyetin maddi ve manevi, bilinen ve bilinmeyen bütün millet önderlerini rahmet, minnet ve saygıyla anmanın yeterli olmadığını, onların milleti bağımsızlaştıran, ileri götüren, ufuk açıcı, yol gösterici ve sonuç alıcı çabalarına, bugün bizim bir yenisini eklemedikçe, durağanlaşmış anmaların nostaljik avuntudan öte bir anlam taşımayacağını vurgulamak gerekir. Çünkü cumhuriyet: millet olma, millet olarak birlikte yaşama ve sorumluluğu ortaklaşa paylaşma bilincinin kurumsal bir yansımasıdır. Cumhuriyet, ruh olarak özgürleşme, ileriye açılma ve kendini her çağda yeniden yenileme ve aşma duygusundur. Bütün bularla birlikte çağı doğru okumak ve çağdaş dünyada, çağdaş bir millet olarak ayakta kalabilme yetisi ve hünerini göstermektir. Böylesine hayati bir olayın nostaljik kuru nutukla geçiştirilmesi elbette bir yarar sağlamaz. Onu iyice içselleştirmek gerekir.
Unutmayalım ki sahip olunan değerler anlaşıldıkça yaşama şansı bulur.
***
Cami ve Müslüman
Aziz Müminler!
Cami ve mescitler Müslümanların Allah’a ibadet ettikleri yerlerdir. Yeryüzünün en kutsal mekânlarından olan caminin bir adı da “Allah evi”dir. Dolayısıyla camiye giden bir Müslüman, Allah’ın ziyaretçisi ve misafiri konumundadır.
Ev sahibi, evine gelen misafirlerine ikramlarda bulunduğu gibi, camiye giden Müslüman’a da Yüce Allah, büyük mükâfatlar vererek ona ikramlarda bulunur. Bu hususa sevgili peygamberimiz şöyle işaret buyuruyor.
Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse, Allah’ın ziyaretçisidir. Ziyaret edilenin ikramda bulunması, ziyaret eden kimsenin hakkıdır.
Ancak, ziyarete gidilirken bazı kurallara uymak gerekir.
İşte, cami ziyaretçisinin uymak durumunda bulunduğu bu kuralların bazıları şunlardır:
- Camiye abdestli ve temizlenmiş olarak temiz elbise ve düzgün kıyafetle girilmeli,
- Camiye gireken Peygamberimize
salât-u selâm okunmalı,
- Ayaklar veya çoraplar ıslak veya kirli iken halı ve kilimlere basılmamalı,
- Camide ayaklar uzatılarak oturulmamalı, yüz kıbleye dönük olmalı,
- Bağırıp çağırmak, yüksek sesle konuşmak, gürültü etmek veya dünya işleri konuşmak gibi davranışlardan uzak durulmalı,
- Ağızdaki soğan, sarımsak kokusu ile camiye gidip oradakileri rahatsız etmekten veya yanındakileri iğrendirecek hareketlerde bulunmaktan kaçınılmalı,
- Camide Kur’an, mevlit okunuyorsa veya dini nasihat, vaaz yapılıyorsa dikkatlice ve saygı içinde dinlenilmeli,
- Camiye geç gelindiğinde boş bulunan yerde oturulmalı, önlere geçmek düşüncesiyle oturanlar rahatsız edilmemeli,
- Camiye girildiğinde, önden oturmaya başlanmalı ve namaza duracak gibi yer alınmalı,
- Camilere en güzel ve en temiz elbise ile gildimeli, ter kokulu, paslı, yağlı, tozlu, topraklı, iş elbisesi ile gidilmemelidir.
Değerli Müslümanlar!
Şu ayet ve hadisler de hep belleğinizde bulunsun.
„Allah’in mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazi kilan, zekati veren ve Allah’dan baskasindan korkmayan kimseler imar ederler. Iste hidayet üzere olduklari umulanlar bunlardir.” (Tawba, 18)
„Ey Âdemogullari! Her mescide gidisinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf, 31)
„Yeryüzündeki evlerim mescitlerdir.
Oradaki benim ziyaretçilerim ise o mescitleri yaşatanlardır.”
Allah Tealâ kıyamet gününde “Benim komşularım nerede?” diye sorar.
Melekler de “Kimlerdir ki sana komşu olabilirler?” derler.
Allah da Kur’an okuyanlar ve mescitleri onarıp yaşatanlar neredeler? İşte onlar buna lâyıktır; diye cevap verir.
Öyleyse değerli müminler, bu hususta da azami dikkati göstermeye gayret edelin.
***
Camilerdeki Yaz Kursların Amacı Nedir?
Aziz Müslümanlar!
Hep bilmekteyiz ki Kur’an-ı Kerim, Müslümanların hayatında merkezi bir yere ve öneme sahiptir. Çünkü Kur’an, ona inananların yaşayışını şekillendirir, yol ve yön gösterir ve onlara ufuk açar.
Bundan dolayı Kur’an’ın özü ve nitekleri itibariyle Müslümanlar tarafından tanınması zorunluluk arz eder.
Camilerdeki yaz kurslarının en önemli amacı bu zorunluluğu gidermektedir diyebiliriz.
Diğer amaçlar da:
- İslâm dinini, insanın yaşayışına anlam kazandıran unsurlardan biri olarak görmeyi,
- İslâm dininin ilkelerini, insanın insanca yaşamasına yardımcı unsurlar olarak kavramayı,
- İslâm dinini Allah-insan ilişkilerini düzenleyen boyutunun farkına varmayı,
- İslâm dininin, evrensel barış kültürü ve anlayışının oluşmasında ve hoşgörü ortamının meydana getirilmesinde katkıda bulunabileceğinin bilincine ulaşmayı,
- İnancı akılla bütünleştirebilmeyi,
- Büyüklere duyulan saygı ile küçüklere duyulan sevgi bilgisini davranışlara yansıtmayı,
- Dın alanında yetkili olan kişi ve kurumlarla yetkili olmayanları ayırt etmeyi,
- İbadetlerle ilgili bilgileri davranışa dönüştürmeyi,
- İslâm’ın temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerimi Arapça metninden usulüne göre okumayı,
- Muhammed’ın hayatını ana hatlarıyla öğrenip O’nun yaşantısından değerler üretmeyi,
- Kutsal mekânlar Cami ve detaylarını tanımayı,
- Doğumda kulağa ezan okuyan cami görevlisini görevi esnasında tanımayı,
- Kafaları meşgul eden düşünce ve sorulara cevap bulmayı,
- Toplumda din adına üretilmiş yanlış düşünce ve uygulamaları fark etmeyi,
- Art niyetli kişilerin din adına kurdukları tuzaklardan uzak kalmayı,
- Hurafe olanla olmayanı ayırt etmeyi,
- Allah’ın ve insanların sevgisini kazanacak bir hayatın nasıl olması gerektiğini bilmeyi,
- İyi Müslüman ve iyi insan olmayı sağlayan şartların nelerden ibaret olduğunu öğrenmeyi ve zamanı iyi değerlendirmeyi sağlamaktır.
Değerli Müminler!
Her köşe başında yavrularımızı bekleyen onlarca tehlikeyi bertaraf etmenin en kestirme yolunun, yaz kurlsarı olduğunu asla unutmamalıyız. Hiçbir şey yapamıyorsak bari çocuklarımızı en yakın camideki yaz kursuna gönderelim.
Bu da önemli bir iştir, unutmayalım.